Fransa Muharebesi’ne Giden Yol
İkinci Dünya Savaşı’nın başladığı tarih olarak kabul edilen 1 Eylül 1939’da Almanlar, Polonya ve Polonya’ya bir nevi bağlı olan Danzig’in sınırlarını ihlal etmişlerdi. Naziler, Danzig’in Alman toprağı olduğuna dair yoğun propaganda yapmış[1], yabancı devletlerle Danzig’i kendi topraklarına katmak için müzakereler düzenlemiş, ancak işler istedikleri gibi gitmeyince çareyi güç kullanmakta bulmuşlardı. Dönemin İngiltere Başbakanı Chamberlain, Polonya’nın bekasını tehdit eden herhangi bir unsur karşısında Lehlerin yanında yer alacaklarını ve bu ittifaka Fransa’nın da dahil olacağını dile getirmişti.[2]
Naziler, Polonya’ya saldırılar başladığında “Savaşın kesilmemesi halinde size savaş açacağız,” uyarılara kulak asmamış, bunun üzerine İngiltere ve Fransa söz verdikleri gibi Almanya’ya savaş ilan etmişlerdi. Hitler bu tehlikeyi göz önünde bulundurmuş olsa da her iki ülkenin de Almanya’ya sahiden savaş ilan edeceğini beklememişti. Almanya, İngiltere’yle savaşa girme niyetinde değildi. Fransa’yla savaşa girebilirdi, ama o an sırası gelmemişti. İki cepheli savaş Almanya’yı zorlayacak olsa da saldırılara son verilmedi.
Heinz Guderian (solda, çelik miğfer takmış), Eylül 1939’da Hitler’le konuşurken. Hitler’in hemen solunda Wilhelm Keitel’i görmekteyiz
Polonya, tecrübesiz ama silah üstünlüğü olan, arkasına da Sovyetleri almış Almanya’ya karşı pek direnememişti. İngiltere ve Fransa ise Polonya adına katıldığı bu savaşta fiilen Lehlere karşı hiç yardım eli uzatmamıştı. Polonya Seferi bitmiş, ancak İngiltere ve Fransa izlemekle yetindiği bu savaşın bittiğine şahit olsa da Almanya’ya açtığı savaşı sonlandırmamıştı. Batı Cephesi’nde gerçekleştirilen birkaç küçük arbede dışında Almanya’ya pek bir yara almamıştı. Arbedeler o denli göz ardı edilebilecek boyutlardaydı ki devam eden bu savaşa Almanlar Sitzkrieg[3](Kaykılma Harbi), Fransızlar drôle de guerre (Gülünç Savaş) gibi ciddiyetsiz adlar yakıştıracaktı. 1939-1940’ın çetin kışı, sıcak savaşı da soğutmuştu. Çoğu kişi bu savaşın artık gereksiz olduğunu düşünüyordu. Savaş artık bitmeliydi! Ancak İngiltere ve Fransa tutumundan ödün vermeyip, savaş ilanlarını geri çekmedi.
Almanların gözünden bakılırsa “Almanya, ne İngiltere ne de Fransa’ya savaş ilan etmişti. Göründüğü gibi yüce devletleri, sınırdaki düşmanca tehdit ediliyordu. Almanya’nın bekası için buna son verilmeliydi.” Fırsattan ziyade Fransa’nın açtığı savaşı Hitler, Birinci Harp’in öcünü almak için kullanacaktı.
10 Mayıs 1940’ta Almanlar Fransa’ya saldıracak, kısa bir süre sonra Alman Silahlı Kuvvetleri ve SS’ler Paris meydanlarında yürüyecek, Hitler de şehri gezip Eyfel Kulesi’nin önünde poz verecekti.
Paris’te uygun adım yürüyen Alman Silahlı Kuvvetleri askerleri, 14 Haziran 1940
Alman Silahlı Kuvvetleri generallerinden
Wilhelm Keitel Fransa Muharebesi şöyle anlatıyor:
[Dikkat! Keitel bu yazısında objektif bir üslup kullanmamıştır, propaganda niteliği taşımaktadır.]
10 Mayıs 1940 günü şafak söktüğünde, Batı Cephesi hücum için mevzi almış, Alman milleti ve dünyanın tüm geri kalanı nefesini tutmuş, muharebenin neticesini gözlüyordu. Başkomutanlığa sıkı sıkıya güvenen ve kendi kabiliyetlerinden son derece emin Kara ve Hava Kuvvetleri saldıracakları düşmanı yerle yeksan etmekte kararlıydı.
10 Mayıs 1940 sabahında, hücum için toplanan piyadeler
Kara ve Hava Kuvvetleri’nin yıldırım gibi Norveç’e inmesi ve de kendisinden sayıca üstün, geniş çaplı İngiliz Donanması’na karşı Deniz Kuvvetleri’mizin gösterdiği gözü peklik hala akıllarda.
18 günde elde ettiğimiz Polonya zaferi gibi tez, yeni bir zafer daha elde edebilir miydik? Zorlu şartlar altında Fransız ve İngilizlere, olabildiğince ani ve alt edici saldırılar düzenleyebilir miydik? Tüm dünya, o mayıs günlerinde meraklarını cezbeden bu soruların cevaplarını bekliyordu.
Führer ve Başkomutan Hitler, Polonya’da yapmış olduğu gibi bir kez daha ordusunun yanındaydı. Geçici karargâhında, soğukkanlılıkla Kara ve Hava Kuvvetleri’ni komuta edip gözlemliyordu. Seri gerçekleştirilen ilerlemelerle harekâtın seyrindeki hedeflere varılmış, savaşın ana hatları pekiştirilmişti. İmha muharebesinde daha evvel benzerine şahit olunmamış askeri bir hadise vukua gelmişti. Hollanda ve Belçika birkaç günde işgal edilmişti! Geçilmesi mümkün gözükmeyen Maginot Hattı düşmüş, Fransa’nın tüm orduları kuşatılmış, imha edilmiş yahut esir alınmıştı. İngiliz Seferi Kuvvetleri denize dökülmüş, yalnızca birinci sınıf bölüklerden arda kalanlar, dehşet içinde Dover Boğazı’nı geçirilebilmişti..
Müttefik İtalya’nın savaşa girmesiyle, hâlihazırda yenilmiş Fransa’nın direnç gösterebilecek takati kalmamış, eli kolu bağlanmıştı. Fransızlar, çareyi mecburi bir ateşkes istemekte buldu. 1940 yazının gündönümünde, Führer Compiègne Ormanı’nda [bu sefer bizim sunduğumuz şartları Fransızlara imzalatarak] “9 Kasım 1918 Ateşkesi”nin[4] acısını çıkardı.
Kuzey Denizi’nden Biskay Körfezi’ne uzanan Fransa’nın Atlantik kıyılarında, Alman Silahlı Kuvvetleri son düşmanı İngiltere’den kurtulmakla neticelenecek mücadele için artık mevzi alıyordu. Kara, Deniz ve Hava Kuvvetleri birbirlerine can yoldaşı olup sırt sırta vermiş, nihai zafere ulaşmaya hazırdı.
|
|
(Sırasıyla) Hitler, Keitel ve General von Küchler tartışırlarken |
Yetkili Nazi yöneticiler işgal ettikleri Strassburg Katedrali’ni (Fransa) incelerken |
Yazan ve Almanca Aslından Tercüme Eden:
B. ŞİMŞEK
Düzelti:
Furkan ÖZKAN
Kaynak ve Dipnotlar:
[1] Üzerinde “Danzig Alman’dır” yazan propaganda afişi bkz:
[2] Bkz: Başbakan Neville Chamberlain’ın 31 Mart 1939 Avam Kamarası Konuşması
[3] Sitzkrieg, Blitzkrieg’e (Yıldırım Harbi’ne) benzediği için kullanılmıştı. Küçük bir kelime oyunuydu.
[4] Keitel burada Compiègne /Rethondes Ateşkes Antlaşması’ndan bahsetmekte. Sözü geçen antlaşma “1918 yılının 11. ayının 11’inde, saat 11’de” yürürlüğe girmişti. Compiègne Ormanı’ndaki Rethondes istasyonunda bir vagon içerisinde imzalanan bu mütareke sadece Almanların Fransızlarca ateşkesi sağlamadı, 3 Mart 1918’de imzalanan Sovyet Rusya ile yapılan Brest-Litovsk Antlaşması’nı da geçersiz kıldı. Böylece, Kars, Batum ve Ardahan’a ilişkin Osmanlı’yı da alakadar eden halk oylaması hükmü geçersiz sayıldı. (Bkz: Scanley Weinrraub, A Stillness Heard round the World. The End of the Great War: Novemher 1918, sf.78 / İlkin Başar Özal, Kısa Birinci Dünya Savaşı Tarihi, sf. 413)
General Wilhelm Keitel’in yazısı, Heinrich Hoffmann’ın “Mit Hitler im Westen” adlı kitabının önsözünden alınmıştır (sf. 8-9). Yalnızca konuyla alakalı kısım tercüme edilmiştir.
Ayrıca Bkz: Müttefik Fransa’nın 10-15 Haziran 1940 Çöküş Günleri