Franz Kafka’nın “Dönüşüm” adlı uzun öyküsü, bir durum öyküsüdür. Eserin konusu: Gregor Samsa’nın dönüşümüdür. Öyküde; yalnızlık, dışlanmışlık ve yabancılaşma temaları işlenmektedir. Eser üzerinden “kapitalist düzene ayak uydurmayıp sistemin istediği gibi olmayan insanlar, yakın çevresindekiler ve toplum tarafından dışlanıp otoritesini kaybeder” tezi aktarılmaktadır.
Eserdeki çatışmalar yoğun olarak; Gregor Samsa’nın bedeni ve zihni arasındaki çatışma, Gregor ile mağaza müdürü ve babası arasındaki çatışma, Gregor Samsa’nın toplumla çatışması üzerinden aktarılır.
Gregor Samsa’nın bedeni ve zihni arasındaki çatışma, Samsa’nın böcek bedenine hapsolmuş bir insan zihnine sahip olmasından kaynaklanır.
” ‘Biraz daha uyusam ve tüm bu saçma sapan şeyleri unutsam, ne olur sanki? ‘ diye düşündü. Ne var ki bunu yapması kesinlikle mümkün değildi; çünkü sağ yanına dönük halde yatmaya alışıktı ama içinde bulunduğu koşullarda kendini bu konuma getiremezdi. Sağına dönmek için ne kadar güç harcarsa harcasın sürekli sırt üstü konumuna yuvarlanıyordu gerisin geriye. Bunu belki yüz kere denedi, debelenen bacaklarını görmemek için gözlerini kapadı ve ta ki daha önce hissetmediği, hafif, boğuk bir acı duyunca bıraktı uğraşmayı.” [Kafka, sf. 20]
Samsa burada insani bir hareketi, böcek bedeni içerisine hapsolmuş bir vaziyette yapmaya çalışır; ancak başarılı olamaz. Başarısızlığı kabul edemeyip kendini insani bir harekette bulunmaya zorlar. Burada Gregor Samsa’nın insan zihni, onu insani hareketlere zorlarken böcek bedeni buna izin vermeyerek zihniyle çatışır.
Mağaza müdürü ve Gregor Samsa arasındaki çatışmalar, Gregor’un o gün işe gitmemesinden kaynaklıdır. Gregor’un işe gitmemesi üzerine mağaza müdürü Samsaların evine gider. Kitapta Müdür Bey şöyle der:
“Sizi ağır başlı ve akıllı bir insan olarak tanıdığımı sanıyordum, şimdiyse ansızın tuhaf davranışlar sergiliyorsunuz. Gerçi patron bu sabah gelmeyişinizin olası nedeni sayılabilecek bir açıklamada bulundu. Söyledikleri, kısa süre önce size emanet edilmiş olan ödeme makbuzlarıyla ilgiliydi…”
Burada Müdür Bey, Gregor’u küçümsemekte ve hırsızlıkla itham etmektedir. Bu da aralarında bir çatışmaya yol açmaktadır.
Eserdeki bir diğer çatışma da Gregor Samsa ile babası arasındadır.
“Babası acımasızca sıkıştırıyor; tıpkı bir vahşi gibi kulak tırmalayıcı sesler çıkarıyordu. Gelgelelim Gregor’un geri geri yürümede hiçbir deneyimi yoktu; bu yüzden çok yavaş yürüyordu. Keşke önüne dönebilseydi o zaman çoktan odasında olurdu; ama vakit alabilecek bu dönme hareketiyle babasının sabrını taşırmaktan korkuyordu. Öte yandan babasının elindeki sopanın her an için sırtına ya da kafasına ölümcül bir darbe indirmesi tehdidi altındaydı.” [Kafka, sf. 38]
Bu satırlarda da görüldüğü üzere Gregor’un babası acımasızdır. Kafka, Gregor’un babasını tanımlarken botları üzerinde durur; çünkü bu asker botları acımasızlığı ve sertliği temsil eder. Gregor’un değişimi, babasını kendisinden tamamen uzaklaştırmış hatta kendisine düşman ederek sonuçlanmıştır. Babası dönüşümden sonra Gregor’la sürekli çatışma içerisindedir. Örneğin; kitabın ortalarında babası Gregor’a elma atar, bu elma Gregor’un sırtına saplanır ve Gregor günlerce acı çeker. Kitaptaki birey-birey çatışmaları en yoğun olarak Gregor ile babası üzerinden aktarılmaktadır.
Eserde Gregor toplumla da çatışır. Gregor Samsa’nın değişimi aslında kapitalist düzene ayak uyduramayan bireyi temsil eder. Ailesi ve yakın çevresi toplumu, Müdür Bey ise iktidarı temsil etmektedir. Eğer bir birey kendinden beklenenleri yapmaz ve diğer insanlardan farklı olmaya başlarsa toplum o bireyi dışlar, ötekileştirir. Eser bu tezi, Gregor ve ailesinin çatışması üzerinden birey-toplum çatışması şeklinde aktarır.
Eserde karakterler; Gregor Samsa, Gregor’un babası ve annesi, Grete Samsa, Müdür Bey, hizmetçi, yaşlı temizlikçi ve üç pansiyoner olarak sunulmaktadır.
Samsa,eserde kapitalizme ayak uyduramamış “farklı” bireyi temsil eder. Gregor eserin başkahramanıdır; annesi, babası ve kız kardeşiyle beraber yaşamakta, kumaş tüccarlığı yaparak ailenin geçimini sağlamaktadır. Bir sabah uyandığında kendini bir hamam böceğine dönüşmüş olarak bulur ve bunun ardından hayatında büyük değişiklikler yaşamaya başlar. Gregor’un dönüşümü; toplumun, ailesinin ve işinin üzerine yüklediği sorunlardan kaçmaya ve bu düzene ayak uyduramamaya başlamasıyla gerçekleşir. Samsa, geçirdiği dönüşümün ardından insanların gerçek yüzlerini görerek onlardan iğrentiyle kaçmaya başlamıştır. Aslında bu durum Kafka’nın kitabı yazarken Dostoyevski’nin “Yeraltından Notlar” adlı eserinden esinlendiği teorisini güçlendirir. Çünkü “Yeraltından Notlar” eserinde ana kahraman defalarca bir böcek olmayı insan olmaya yeğlediğini; çünkü insanların hepsinin bir düzen içinde aynı şeyleri yaptıklarını söyler. Yani Gregor’un dönüştüğü böcek, aslında Kafka’nın gözünden ideal insanı sembolize eder. Öte yandan kitabın ilk sayfalarında Gregor, yeni bedeniyle ilk kez karşılaştığında eski bedenine geri dönmek için veya eski bedeninde sürdürdüğü hareketleri böcek bedeninde de sürdürmek için çaba harcamakta yani durumu kabullenememektedir. Sonuç olarak Gregor, dönüşümünün ardından itilmiş ve ötekileştirilmiş insanları, kapitalist sisteme ayak uyduramamış insanları, kendi zihnindeki ideal insanı temsil eder.
Eserde Gregor’un babası, işteki başarısızlığı yüzünden bitkin düşerek kendini eve bağlamış bir karakteri temsil eder. Bu karakter, zaten sempati beslemediği oğlu Gregor’un dönüşümünün ardından tekrar iş bulup çalışmak zorunda kalarak Gregor’dan iyice nefret etmeye başlar. Eserde bu kahraman, botları ve bastonuyla zalim ve soğukkanlı otoriteyi yani hükümeti yansıtır. Bu karakter Kafka’nın babasıyla da bağdaştırılmaktadır.
Gregor’un annesi; öykünün başlarında oğluna sevgi ve şefkatle yaklaşmakta, durumu kabullenmekte zorluk çekmektedir. Karakter, Gregor’u böcek şeklinde gördüğünde pencereden neredeyse aşağı düşecek kadar sarkarak çaresiz bir şekilde kaçmaya çalışır. Ancak annesinin kaçışı geçici bir durum olup tek nedeni çaresiz hissederek endişeye kapılmasındandır. Bunun yanı sıra annesi, Gregor’u gördükten hemen sonra geri geri giderek masaya çarpar ve masa dağılır. Bu masa, kitapta aile birliğini temsil eder ve Gregor’un dönüşümünden sonra annesinin masaya çarpmasıyla aile birliği bozulmaktadır.
Grete Samsa ise Gregor’un kız kardeşidir. Gregor’un dönüşümünün ilk evrelerinde Gregor’a sevgi ve şefkatle yaklaşırken ilerleyen zamanlarda kardeşinden nefret etmeye başlar. Grete toplumun zayıf halkasını temsil eder; çünkü ilk başlarda Gregor’un yanında yer alırken zamanla Gregor’a bakmak onu zorlar ve babasından yani hükümetten gördüğü baskıyla değişerek Gregor’a karşı taraf alır. Yani Grete ; zayıf halkadır, kolay manipüle olan bir kimsedir.
Kafka, Müdür Bey’in üzerinde çok fazla durmamış, ilk sayfalarda otorite sembolünü hükümeti temsil eden kişi olarak okuyucularına sunmuştur. Öykünün başında Müdür Bey’in üstlendiği görevi, Müdür Bey’in bastonunu evde bırakıp gitmesi ile babasının bu bastonu Gregor’u iteklemek için kullanmasının ardından Bay Samsa üstlenir.
Üç kiracı ise toplumdaki düzeni ve disiplini temsil eder. Gregor’u hiç sevmezler; çünkü Gregor farklıdır ve onlara göre anormaldir. Zaten fazla dayanamayarak kısa süre içinde Gregor ve ailesini terk ederek giderler.
Öykünün sonunda gelen hizmetçi kadın; Gregor’u yargılamamakta, küçümsememekte ve onunla ilgilenmemektedir. Bu kadın, toplumda insanları yargılamayan, herkesi olduğu gibi kabul eden kesimi temsil eder.
Eserin başlarındaki evin ilk hizmetçisi olan yaşlı temizlikçi ise Gregor dönüşümünü gerçekleştirir gerçekleştirmez korkarak işten ayrılıp kaçar. Bu karakter, toplumdaki ayrımcılık yapan kesimi temsil eder; hatta soykırım yapacak düşünce yapısında bulunan bir karakter olarak gözler önüne serilir.
Franz Kafka’nın Dönüşüm adlı eserinde mekân Samsa ailesinin evidir. Bu evde üzerinde durulan yerler ise Gregor’un odası ve evin salonudur.
Gregor’un odası, Gregor’un kabuğudur. Bu oda bolca betimlenerek bize Gregor Samsa’nın iç dünyası hakkında bilgi verir. Odanın duvarında asılı olan Gregor’un bir dergiden kesip duvarına astığı kürk şapkalı ve atkılı bir kadın resminin olması, Gregor’un kendisini ailesinin geçimine adayıp evlenecek durumu olmadığının göstergesi olarak oraya yerleştirilmiş bulunmaktadır. Masasının üzerinde yayılı halde bulunan kumaş örnekleri, Gregor’un işine bağlılığını okuyucuya iletir. Ayrıca oda “içinde insanlar yaşasın diye yapılmış” şeklinde tanımlanmaktadır. Aslında bu, o odanın dönüşümünden sonra Gregor için uygun olmadığını gösterir. Odanın penceresi ise özgürlüğü temsil eder; çünkü Gregor odasına kapandığında dış dünya ile tek bağlantısı o pencereden gördükleridir. Bu odadaki en önemli unsur ise odasının kapısıdır; çünkü kapı Gregor’un ailesiyle, dış dünyayla yani toplumla arasındaki kapıdır. Bu kapı yalnızca Gregor’un odasını eve bağlamakla kalmaz aynı zamanda Gregor’un dünyasını ailesinin dünyasına bağlar.
Evin salonuysa aile yaşamını gözler önüne serer. Salondaki yemek masası aile birliğini temsil eder. Her sabah o masada kahvaltı yapılmakta ve bu, aile birliğini güçlendirmektedir. Ancak Gregor her sabah o kahvaltıya katılamamakta; çünkü işe gitmekte ve ailesinin geçimini sağlamaktadır. Yani Gregor’un her sabah o masaya oturmayışı; ama o masada yemek olmasını sağlayışı ailesi için yalnızca bir geçim kaynağı olduğunun kanıtıdır. Gregor’un dönüşümünden sonra bu masa devrilir; bu da aile birliğinin bozulduğu anlamına gelir. Salondaki pencere ise annesinin korktuğunda oradan düşercesine sarkarak kaçmaya çalışmasının ardından sorunlardan kaçmayı temsil eder. Babası Gregor’u odasına soktuktan sonra salondaki perdelerin ve gazetelerin uçuşmasıysa evin içerisinde düzenin bozulduğunu aktarır.
Sonuç olarak “eğer toplumun ve kapitalist sistemin direttiklerine uymaz, evrenin bir makine olduğunu kabul edip bir vida olarak görevini düzgün şekilde yapmazsan; sistemden atılırsın, dışlanırsın ve belki de ölüme mahkum edilirsin” mesajı Kafka’nın Dönüşüm eserine konu olmuştur.
Düzelti:
Cansel AYDEMİR
KAYNAKÇA:
Kafka, Franz, ve Cemal, Ahmet. Dönüşüm. İstanbul: Can, 2016. Print.